Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Projesi
Kuzey Kıbrıs’taki durum hiç iç açıcı değil!
15 Kasım 2013
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” çerçevesinde bazı örgütler, sendikalar ve siyasi partiler bir araya geldi.
Örgütler bir farkındalık kampanyası başlattı ve bunun hakkında basın toplantısı düzenlendi.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Lokali’nde düzenlenen basın toplantısında, 15 sivil toplum örgütü kampanyaya destek verdi.
“Kadına yönelik şiddete dikkat çekmeyi ve sivil toplum örgütlerinin cinsiyet eşitliği çerçevesindeki taleplerini dile getirmeyi” hedefleyen kampanya kapsamında Kıbrıs Türk toplumundaki farklı sınıftan, statüden ve meslek grubundan 13 kadının fotoğrafı çekildi.
Şiddete dikkat çekmek için gönüllü olarak model olan kadınların fotoğraflarını fotoğraf sanatçıları Mehmetali Serak ve Tijen Erol çekti.
Makyaj sanatçısı Bilay Özgök kadınları makyajla “şiddet görmüş” kadın haline getirdi.
13 KADIN BİR ARADA
Fotoğraflarda Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler (CTP-BG) Lefkoşa milletvekili Doğuş Derya, Gönüllü Radyo Programcısı Çelen Çağansoy, Gazeteci Aysu Basri, Müzisyen Aysun Kahraman, Akova Kadınlar Derneği Başkanı Aysel Bodi, Sporcu Harika Kral, Avukat Emine Çolak, Gazeteci Selda İçer, Yazın Sanatçısı Neşe Yaşın, Seramik ve Heykel Sanatçısı Sevcan Çerkez, Akademisyen Şerife Gündüz, Eğitimci Alev Özgü ve Tiyatro Sanatçısı Özgün Oktay yer alıyor.
“KUZEY KIBRIS’TA HAYATINDA EN AZ BİR KERE PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINLARIN ORANI YÜZDE 86,3’TÜR”
Fotoğrafların altında “Kadının rıza göstermediği herhangi bir cinsel davranışa zorlanması cinsel şiddettir”; “Kuzey Kıbrıs’ta hayatında en az bir kere psikolojik şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 86,3’tür” ve “Kadınların 4’te 1’i tecavüze ya da cinsel istismara maruz kalmaktadır” gibi şiddetin türlerini anlatan, Kuzey Kıbrıs’ta ve dünyada kadına uygulanan şiddetle ilgili bilgilendirme mesajları bulunuyor.
FOTOĞRAFLAR ADANIN DÖRT BİR YANINDAKİ PANOLARA ASILACAK
Kampanya kapsamında çekilen fotoğraflar, 5 gün boyunca adanın dört bir tarafında ilan panolarına asılacak, farklı gazetelerde yer alacak.
Ayrıca bu konuyla ilgili oluşturulan kısa video farklı televizyon kanallarında gösterilecek.
Radyo kanallarında bu konuda farkındalık yaratmaya yönelik duyurular yayınlanacak.
Bu hafta içerisinde farklı şehirlerde bilgilendirici mesajların ve cinsiyet eşitliği çerçevesindeki taleplerin bulunduğu el bildirileri dağıtılacak.
“BİR ANLIK HİDDET DEĞİL, KADINA YÖNELİK ŞİDDET”
Örgütlerin farkındalık kampanyası hakkında düzenledikleri basın toplantısı bugün saat 11.30’da yapıldı.
Basın toplantısında, “Bir anlık hiddet değil, kadına yönelik şiddet” ifadesinin de yer aldığı 13 kadının fotoğrafları sergilendi.
“KIBRIS’IN KUZEYİNDE YAPILAN BİR ÇALIŞMAYA GÖRE, HAYATINDA EN AZ BİR KEZ FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALAN KADIN ORANI YÜZDE 74.7”
Basın toplantısında KTÖS Yürütme Kurulu Üyesi Semen Saygun, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Yönetim Kurulu üyesi Selma Eylem, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Yönetim Kurulu üyesi Umure Örs yer aldı.
İlk sözü alan Semen Saygun, dünyada her 6 dakikada bir kadın tecavüze uğradığını, kadınların dörtte birinin hayatları boyunca tecavüze ya da cinsel istismara maruz kaldığını söyledi.
“KUZEY KIBRIS’TAKİ DURUM HİÇ İÇ AÇICI DEĞİL”
Kadın cinayetlerine varan şiddet vakalarına dikkat çeken Semen Saygun, “Kuzey Kıbrıs’taki bu konudaki durum hiç iç açıcı değil. Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan bir çalışmaya göre, hayatında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kalan kadın oranı yüzde 74.7, en az bir kez psikolojik şiddete maruz kalan kadın oranı ise yüzde 86.3’tür” ifadesine yer verdi.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ BİLDİRGESİ
Birleşmiş Milletlerin (BM) Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi’nde kadına yönelik şiddeti nasıl tanımladığını anlatan Saygun, “Bu tanıma göre, kadına yönelik şiddet, aile içi ve toplumun genelinde meydana gelen ya da devlet tarafından işlenen veya göz yumulan fiziksel, cinsel, psikolojik (duygusal veya sözel) ve ekonomik şiddet eylemlerinin tümünü içermektedir” dedi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET KADER DEĞİL…”
Saygun şu ifadelere yer verdi.
“Bizler, bu çerçevede uygulanan kadına yönelik şiddet türlerinin “alkollü olmak, uyuşturucu madde kullanmak, âşık olmak, sevgisine karşılık bulamamak, boşanmak istemek, aldatılmak, kıskanmak, ekonomik sıkıntı içinde olmak” gibi gerekçelerle mazur görülüp bir kenara itilmemesi gerektiğini biliyoruz. Kadına yönelik şiddetin kader değil politik olduğunu, bu vakaların münferit vakalar olmadığını ve kadına yönelik şiddetin ataerkil sistemin yarattığı, kadınlar üzerinde güç ve denetim sağlamaya dayalı eşitsiz güç ilişkilerinden kaynaklandığının farkındayız.”
BERABER MÜCADELE… UZUN SOLUKLU ANCAK UMUT VADEDEN BİR YOL…
25 Kasım’ın öneminde de dikkat çeken Semen Saygun, “Kadına karşı şiddetin önlenmesi, halihazırda varolan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görmezden gelmeyi reddeden, şiddetin varlığını sorunsallaştıran ve sebepleriyle yüzleşmekten çekinmeyen bütün cesur insanların beraber mücadele etmesini gerektiren uzun soluklu ancak umut vadeden bir yoldur” dedi.
“15 SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ OLARAK BU TALEPLERİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIMIZ VE MÜCADELEMİZİ YÜKSELTEREK SÜRDÜRECEĞİZ”
KTOEÖS Yönetim Kurulu üyesi Selma Eylem, kampanya çerçevesinde yapılacaklara ve cinsiyet eşitliğine yönelik taleplerine dikkat çekerek, “15 sivil toplum örgütü olarak bu taleplerin takipçisi olacağız ve mücadelemizi yükselterek sürdüreceğiz” dedi.
Eylem, kampanya çerçevesinde yapılacakları şöyle aktardı:
“Toplumun farklı kesim ve mesleklerinden oluşan bir grup kadın arkadaşımızla yaptığımız fotoğraf çalışmamız, kısa bilgilendirme mesajları ile 5 gün boyunca adanın dört bir tarafında ilan panolarına asılacak.
Fotoğraf çalışmamız farklı gazetelerde yer alacak. Bu konuyla oluşturulan kısa videomuz farklı televizyon kanallarında gösterilecek.
Radyo kanallarında bu konuda farkındalık yaratmaya yönelik duyurular yayınlanacak.
Bu etkinliklere ek olarak hafta içerisinde, farklı şehir ve saatlerde bilgilendirici mesajlar ve taleplerimizi içeren el bildirileri dağıtılacaktır.”
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN YASAL OLARAK TANIMI YAPILMALI VE İNSAN HAKLARINA AYKIRILIK TEŞKİL ETTİĞİ AÇIKÇA İFADE EDİLMELİ”
KTAMS Yönetim Kurulu üyesi Umure Örs ise basın toplantısında sivil toplum örgütlerinin cinsiyet eşitliği çerçevesindeki taleplerini dile getirdi.
Örs, taleplerini şöyle sıraladı:
“Kadına yönelik şiddetin yasal olarak tanımı yapılmalı ve insan haklarına aykırılık teşkil ettiği açıkça ifade edilmeli.
Daha önce meclisten geçirilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve Avrupa Konseyi Kadına Karşı ve Ev İçi Şiddetle Mücadele ve Bunun Önlenmesi Sözleşmesi temel ilke olarak alınmalı, yasada bu sözleşmelere atıfta bulunulmalı.
Ceza Yasası sadece vajinal değil oral ve anal tecavüzü de içermeli.
Aile içi tecavüz yasada açıkça cezalandırılmalı.
Kadın örgütlerinin kadına yönelik şiddet ile ilgili davalara müdahil olabilmeleri sağlanmalı.
Nüfus sayıları açısından Lefkoşa ve Mağusa başta olmak üzere çeşitli bölgelerde sığınma evi ve acil durumlara müdahale edebilmek için kriz merkezleri açılmalı.
Kadına yönelik şiddet vakalarıyla ilişkili görev alacak herkese, kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmeli.
Tüm şiddet mağdurları ücretsiz avukat talep etme hakkına sahip olmalı ve bu hak yaygın olarak kullandırılmalı.
Aile içi şiddet vakalarında ‘kan akmazsa ilgilenmemek’ eğiliminden vazgeçilmeli.
Şiddete uğrayan kadınlar, yakınları ve şiddete tanıklık edenlere koruma sağlanmalı. 7 gün 24 saat çalışacak bir şiddet danışma hattı kurulmalı,
Mobbing yasada kapsamlı olarak tanımlanmalı ve cezalandırılmalı.
Kadına yönelik şiddet haberleri ‘aşk cinayeti’, ‘kıskançlık’, ‘kavuşamama’ gibi romantik kalıplardan ve bahanelerden arındırılmalı.
Medyada kadına yönelik şiddeti önleme kampanyalarına geniş ver verilmeli. Radyo gazete ve televizyon kanallarında çalışanların konuyla ilgili sürekli eğitimden geçmeleri.
Yürütülecek farkındalık çalışmaları, şiddet uygulaması, saldırgan olması, baskı uygulaması normalmiş veya haklıymış gibi yansıtılan egemen erkeklik tanımlarına eleştirel yaklaşımlar içermelidir.
TEŞEKKÜRLERİNİ SUNDU
Örs, konuşmasının sonunda etkinliklere katkı koyan fotoğraf sanatçıları Mehmetali Serak ve Tijen Erol’a, makyaj sanatçısı Bilay Özgök’e, Mağusa ve Güzelyurt Belediyeleri’ne, basın sponsorlarına ve fotoğraf çalışmasında gönüllü olarak yer alan kadınlara teşekkür etti.
15 ÖRGÜTTEN DESTEK
Kampanyaya katılan ve destek veren örgütler, sendikalar ve siyasi partiler şöyle:
“Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) ile Doğu Akdeniz Üniversitesi Birlik ve Dayanışma Sendikası (DAÜ BİR-SEN) Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Birleşik Güçler (CTP-BG), Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Feminist Atölye (FEMA), YKP-Fem, Mağusa Kadın Merkezi (MAKAMER), Quir Kıbrıs, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı, Yurtsever Kadınlar Birliği, Baraka Kültür Merkezi.”
Read more: http://www.turkajansikibris.net/popup.php/cat/249/news/140914